DEMİRCİ ZİRAAT ODASI
BAŞKANLIĞI

Su yeryüzünde hayatın kaynağıdır. Bütün canlılar hayatlarını devam ettirebilmeleri için mutlak suya muhtaçtırlar. Bitkilerde türe bağlı olarak % 90 – 95 varan oranlarda sudan müteşekkildirler. Toprakta mevcut bulunan besin elementlerinin doğal döngüsünü tamamlayabilmeleri tamamen su döngüsüne bağlıdır. Su döngüsü yağış ve sulama suları ile toprağa verilen suyun evaporasyon ve transprasyonla tekrar havaya iletilmesi olayıdır. Bitkiler transprasyonla önemli miktarda suyu topraktan alıp su buharı şeklinde havaya verirler. Bu olay esnasında bir çok besin elementi de suda çözünmüş olarak bitki bünyesine girer ve buradaki  iletim demetleri aracılığı ile taşınırlar. Su döngüsü Şekil 1’de verilmiştir ( Parsons ve ark. 2000 )    

Şekil 1. Su döngüsü.

Bitkiler için faydalı su tarla kapasitesi ile 1/3 atm. Daimi solma yüzdesi (15 atm) arasında toprakta tutulan sudur. Sulama yapılırken solma noktası beklenmemeli ve verilen suyun tarla kapasitesini aşması engellenmelidir. Faydalılık açısından toprak suyu Şekil 2’ de verilmiştir. 


Şekil 2. Faydalılık açısından toprak suyu (Ergene, 1987).

2. Toprak Nemini Belirleme Yöntemleri
Toprak nemi normalde laboratuar analizleri ile  (yaş tartım-kuru tartım) bulunur. Ancak bu pratikte kullanılabilecek bir yöntem değildir. Pratikte çoğunlukla tansiyometreler kullanılarak toprakta tutulan nem düzeyi belirlenmeye çalışılır. Tansiyometreler belirlemek istediğimiz toprak nem düzeyine göre farklı boylarda olabilir.  (30, 60, 90, 120 gibi). Bahçelerde tercihen iki farklı derinlikte tansiyometre kullanılmalıdır. Böylece hem üst toprak hem de alt toprağın nemi kontrol edilmiş olur.(Şekil 3)

Şekil 3. İki farklı derinlikte tansiyometre kullanılarak toprak nem kontrolü (Alam ve Rogers, 1997)

Tansiyometre okumaları şu şekilde yapılır. Şekil 4’de görüldüğü gibi tansiyometrelerin 0 ile 80 arasında bölümlenmiş bir göstergeleri mevcuttur.

Eğer;
İbre 0 da ise, toprak su ile doygundur.
5 – 10 arasında ise fazla su vardır.
10 – 20 arasında ise toprak tarla kapasitesindedir.
20 – 30 arası kumlu topraklar için sulama bölgesi
30 – 50 arası siltli topraklar için sulama bölgesi
50 – 60 arası killi topraklar için sulama bölgesi demektir.
60 – 80 arasında killi topraklarda hala alınabilir su mevcuttur.
80 den sonrası artık tansiyometre okuma sınırı dışındadır.
Özetle eğer tansiyometre değeri 20 – 60 arasında ise sulama gereklidir.

Şekil 4. Tansiyometre okuması (Alam ve Rogers, 1997).

3. Gözlemle Toprak Nem Düzeyini Tayin Etme
Laboratuar ve tansiyometrenin olmadığı durumlarda toprak nemi yaklaşık olarak gözlemle de tayin edilebilir. Bunun için aşağıdaki Tablo 1’de verilen kriterler dikkate alınır.

Tablo 1. Gözlemle toprak nem tayininde dikkate alınacak kriterler (Parsons ve ark, 2000).

Toprak Nem

Düzeyi

Kaba toprak

( Kum )

Hafif tekstürlü

(Kumlu – kumlu tınlı)

Orta tekstürlü

( Tınlı – siltli tınlı )

Ağır toprak

( killi – tınlı killi )

Elverişli toprak nemi yoktur. Bitkiler bu düzeyde kururlar. Sulama gerektirir. ( 1. düzey ) ( solma yüzeyi 

Kuru gevşek tek haneli parmakların arasından akar. Parmaklarda leke bırakmaz.

Kuru gevşek, kesekler sıkıştırıldığında kolay dağılır. Parmakların arasından akar. Parmaklara yapışmaz ve leke yapmaz.

Gevrek, kuru, toz halinde ve şeklini güçlükle muhafaza eder. Kesekler kolaylıkla kırılır. El ile ezildiğinde parmaklarda hafif bir leke bırakabilir.

Sert, katı, pişmiş gibi, genellikle çatlaklar oluşmuştur. Çubuk yapılıp parmaklarla sıkıştırıldığında kopar. Elde ve parmaklarda leke bırakabilir.

Nem mevcut ama seviyesi çok düşüktür. Sulama gereklidir. ( 2. düzey ) ( tarla kapasitesinin % 25 i )

Kuru görünümlüdür elle sıkıştırıldığında şeklini koruyamaz.

Kuru görünümlüdür elle sıkıştırıldığında şekil alabilir ama nadiren bir arada kalabilir.

Basınçla zayıf top halini alabilir ancak hala gevrektir. Bilinen nemli toprak renginden daha açık renklidir.

Esnektir. Top halini alabilir. Çubuk yapıldığında genellikle kırılır ve gevrektir. Ellerde hafif leke ve iz bırakır.

Elverişli nem düzeyi yüksektir. Sulama gerekmez. ( 3. düzey ) ( tarla kapasitesinin % 50–75 i )

Renk koyudur ve nem belirgindir. Toprak top yapıldığında veya  sıkıştırıldığında bir birine çok gevşek olarak yapışır.

Renk koyudur ve nem belirgindir. Toprak basınç altında top yapılabilir formdadır. Parmaklarda hafif leke bırakır. Fakat çubuk yapılamaz.

Renk koyudur. Nem belirgindir. Elle sıkıştırılarak top yapılabilir. Kesekler yumuşak ve dağılmıştır. Parmaklarda leke bırakır. Parmalarla sıkıştırılıp sürüldüğün da kaygandır.

Renk koyu ve nem belirgindir. Çok güzel top formu alabilir. Kolayca çubuk formu verilebilir. Elle sürüldüğünde kaygandır.

Sulamadan hemen sonraki toprak nem düzeyi ( 4. düzey ) ( tarla kapasitesi )

Nem elle dokunulabilir ve gözle görülür durumdadır. Renk koyudur. Zayıf top yapılabilir. Toprak hatlarında nem belirgindir ve elde leke bırakır.

Nem çok belirgin durumdadır. Renk koyudur. Top yapılabilir formdadır. Çubuk şekli verilemez fakat yapışma görülür. Toprak hatlarında nem belirgindir.

Nem çok belirgindir. Renk koyudur. Elle oğuşturulduğunda pürüzsüz bir kayganlık oluşturur. Top veya çubuk yapılabilir. Yapışkandır. Leke bırakır. Toprak hatlarında nem belirgindir.

Renk koyudur. Nem oldukça belirgindir. Elle dokunulduğunda çok yapışkandır kolayca çubuk yapılır. Yapışkandır ve elde leke bırakır. Çok iyi top yapılır ve toprak hatlarında nem belirgindir.

 

3.1. Elle Tekstür Tayini
Toprak tekstürünün tayini laboratuar şartlarında yapılır ancak arazi şartlarında her zaman bu mümkün olmaz. Bu durumda el ile de yaklaşık tekstür hakkında fikir edinilebilir. Bu amaçla bir miktar toprak orta derecede nem düzeyine getirilip, daha sonra baş ve işaret parmakları arasında ovulur. Bu ovma sırasında kum zımpara etkisi yapar. Şekillenmez ve eli kirletmez. Silt elde kadife hissi verir az şekillenir ve kil ise sabun hissi verir, yapışır ve şekillenir. Tamamen uygulamayı yapan kişinin tecrübesine bağlı olarak eldeki toprağın yaklaşık olarak kumlu mu, tınlı mı yoksa killi mi olduğu kestirilebilir. (Schachtschabel, 1999).

4. Su Kalitesi
Tarımsal üretim yapılırken toprak özelliklerinin yanında sulama suyunun özellikleri de dikkate alınmalıdır. Her su, sulama suyu olarak kullanılamaz. Sulama amaçlı kullanılacak sularda temel olarak tuzluluk, sodyum içeriği, bor ve bikarbonat iyonlarının düzeyi göz önünde tutulmalıdır.

4.1. Tuzluluk
Sulama suları tuzluluk açısından 4 gruba ayrılırlar. Bunlar;
( C1 ) - 2.5 mmhos/cm’ den az           : Tuzluluk çok az
( C2 ) - 2.5 – 7.5 mmhos/cm                : Tuza dayanıklı bitkiler yetiştirilebilir.
( C3 ) - 7.5 – 22.5  mmhos/cm             : Çok tuzlu, iyi drene olan düşük tuzlu topraklarda tuza dayanımlı bitkiler için kullanılabilir.
( C4 ) - 22.5 - mmhos/cm’ den çok    : Çok az. Bu tür sular sulama amaçlı kullanılamazlar (Parsons ve ark 2000).

Meyve ağaçlarının tuza dayanımları genellikle azdır. Bazı meyve türlerinin tuza dayanımları Tablo 2 de verilmiştir. Buna göre meyveler tuza hassas bitkiler sınıfına girmekte ve üzüm ve üzümsü meyvelerin diğer meyvelere göre tuza daha dayanıklı oldukları görülmektedir (Ayers ve Westcot 1976).

4.2. Sodyum Absorbsiyon Oranı ( SAR )
Sodyum absorbsiyon oranı açısından sulama oranı 4 grubta incelenebilir.

( S1 )    0 – 10 arasında ise      : Düşük
( S2 )    10 – 18 arasında ise     : Orta
( S3 )    18 – 26 arasında ise     : Yüksek
( S4 )    26’ dan yüksek ise       : Çok yüksek olarak değerlendirilir.

Şekil 5’de Sodyum değeri ve tuzluluk birlikte değerlendirilerek kullanılabilecek sulama suyu aralıkları görülmektedir.

Tablo 2. Bazı meyve türlerinin tuza dayanımları.

Meyve Türü

Ürün azalışı

0

10

25

50

mmhos/cm

Üzüm

1.5

2.5

4.1

6.7

Üzümsü Mey.

1.8

2.4

3.4

4.9

Portakal

1.7

2.3

3.2

4.8

Limon – Elma

1.7

2.3

3.3

4.8

Armut – Ceviz

1.7

2.3

3.3

4.8

Erik

1.5

2.1

2.9

4.3

Şeftali

1.7

2.2

2.9

4.1

Badem

1.5

2.0

2.8

4.1

Kayısı

1.6

2.0

2.6

3.7

Kaynak: Ayers ve Westcot, 1976

Şekil 5. Sulama suyunun sınıflandırılması (Anonim, 1976).

Buna göre, sulama amaçlı kullanılan sular C1 S1 ve C1 S2 ve C2 S1 sınıflarındaki sulardır. C1 S3 ve C1 S4 hatta C2 S2 ve C2 S3 ve C2 S4 sınıflarındaki sularda belli oranlarda jips (alçı taşı ) kullanılarak dayanıklı bitkilerin yetiştirilmesinde kullanılabilir.

4.3. Bor Düzeyi                 
Bitkiler genellikle bor toksititesine çok hassastırlar. Toprak veya sudaki küçük bor değişimleri toksititeye neden olabilir. Sulama suyundaki bor düzeyi Tablo 3’de verilen zarar eşiği düzeyini geçmemelidir.  

Tablo 3. Bitkilerin bordan zarar görme sınırları

Meyve Türü

Zarar Eşiği gram / m3

Limon

< 0.5

Kayısı

0.5 – 0.75

Şeftali

0.5 – 0.75

Kiraz

0.5 – 0.75

Erik

0.5 – 0.75

Üzüm

0.5 – 0.75

Ceviz

0.5 – 0.75

Elma

0.5 – 0.75

Görüldüğü meyveler bora karşı oldukça hassastırlar. M3 te 0.5gr.’ı geçen bor düzeyleri meyveler için genellikle toksiktir denebilir. (Maas,1990).

4.4. Bikarbonat İyonlarının Düzeyi
Sulama sularında özellikle Rezüdiyel Sodyum Karbonat iyonu düzeyi çok önemlidir. Sodyum Karbonat (Na2CO3 )  düzeyi;
1.25 meq/l’ den az ise : Sulamada güvenle kullanılabilir.
1.25 – 2.5 meg/l arasında ise    : Sınırlı miktarda bitkiler için kullanılabilir.
2.5 meq/l’den fazla ise  : Kesinlikle sulama suyu olarak kullanılamaz.
(Anonim, 1976).
5. Toprak Nemini Muhafaza Etme Yöntemleri           
Yağışlar ve sulama suları ile verilen suyun büyük bir kısmı yüzey buharlaşması ile (evaporasyon) atmosfere gitmektedir. Bu yüzey buharlaşmasının azaltılması bitkiler için elverişli suyun daha uzun süre toprakta tutulması anlamına gelir ve su tasarrufu sağlar. Bu amaçla değişik yöntemler kullanılmakla birlikte en pratik olanları malçlama ve kapilleritenin kırılmasıdır.

1. Kapilleritenin Kırılması
Toprak içinde suyun derinlere doğru sızmasını sağlayan ve derinlerdeki suyun da yüzeye doğru hareketini sağlayan kapiller borucuklar mevcuttur. İşlenmemiş topraklarda bu borucuklar daha stabildirler ve böyle topraklarda derinden yüzeye doğru su hareketi daha hızlıdır. Meyve bahçelerinde eğer su sıkıntısı varsa oldukça yüzeysel bir toprak işleme bu kapilleriteyi kıracağından toprak neminin daha geç uzaklaşmasını sağlar (Parsons ve ark, 2000).

2. Malçlama
Özellikle sık dikim meyve bahçelerinde toprak işleme önerilen bir uygulama olmadığından nem muhafazası amacıyla kullanımı pratik değildir. Böyle bahçelerde kuru sap, saman, yem artıklarından ağaç taç izdüşümüne serilmesi ile hem buharlaşma azaltılmakta hem de yabancı ot kontrolü sağlanmaktadır (Parsons ve ark, 2000). .


6. Sulama Yöntemeri

6.1. Yüzey Sulama Yöntemleri
a. Adi salma yöntemi : Bu yöntemde su tarla hendeklerinden saptırılarak toprak yüzeyini devamlı bir tabaka halinde kaplayacak şekilde tarla yüzeyinde rasgele yayılmaya bırakılır. İşçilik masraflarının ve sulama kültürünün az olduğu yerlerde geniş oranda kullanılır.
b. Tarla laterallerinden salma usulü sulama : Adi salma yönteminin bir değişik şekli olup, sulama suyu tarla laterallerinden taşırma suretiyle tarlaya verilir.
Adi tava usulü sulama : Bu yöntemle sulama etrafı seddelerle çevrili düz parsellere büyük akış debilerinin verilmesi ile yapılır. Özellikle düz ve düze yakın arazilerin sulanmasında uygundur.
c. Uzun tava yöntemi : Bu yöntemin esası, tarlanın azami meyil istikametinde uzun şeritlere ayrılması ve bunların aralarının seddelerle bölünmesidir. Şeritlerin üst başından sevk edilen su ince bir tabaka halinde ve seddelerle kontrol edilerek aşağı doğru akar (Kanber, 1999).

6.2. Yağmurlama Sulama Yöntemi
Yağmurlama sulama yönteminde su doğal yağışa benzer biçimde toprak yüzeyine serpilmek suretiyle uygulanır. Bu yöntemde su kapalı borularla mekanik püskürtücülere kadar taşınır ve püskürtücülerden suyun toprağa yağdırılması küçük orifis ve memelerle basınç altında yapılır. Sistemin çalışması için gerekli basınç genellikle pompalarla sağlanır. Bunun yanında su kaynağının sulama alanından yeterince yüksek olması da gerekli basıncı sağlayabilir. Yağmurlama sisteminin verimli çalışabilmesi için en az 2.5 atm. Basınç gereklidir (Kanber, 1999).

6.3. Toprak Altı Sulama Yönemi
Toprak altı sulama sun’i yolla toprak altına su ilavesiyle taban suyu seviyesinin düzenleme faaliyeti olarak tanımlanabilir. Bu yöntemde su seviyesi kök bölgesinde su ve hava miktarının en iyi şekilde kombine edilmesini sağlayacak yükseklikte muhafaza edilmelidir.

6.4. Mini-spring Yöntemi
Yağmurlama sulama ile damla sulama arasında bir yöntem olup, ince borularla tarlaya dağıtılan su küçük yağmurlama başlıkları ile araziye dağıtılır. Sabit bir sistem değildir gerektiğinde toplanabilir. Damla sulama için kurulan sistem küçük değişikliklerle minispring sistemine dönüştürülebilir. Meyve bahçelerinde başarı ile kullanılabilmekle beraber MM106 anacı gibi kök boğazı çürüklüğüne hassas anaçlarda kullanılması tavsiye edilmez. Damla sulama sistemine göre daha fazla yüzey ıslanmasına neden olur ve daha fazla su kullanılır.

6.5. Damla Sulama Yöntemi
Damla sulama intensif sulu tarımda kullanılmak üzere geliştirilmiş olan bir yöntemdir. Damla sulaması toprak yüzeyine veya yüzeyin hemen altına yerleştirilen küçük çaplı orifis yardımıyla arıtılmış suyu toprak yüzeyine veya içerisine veren bir sistemdir. Bu sistem suyun belirlenmiş bir desene alçak basınç altında verilmesine imkan sağlar. Bu sistemin çalıştırılması için gerekli olan basınç yağmurlama sistemindekinden daha azdır. Bu sistemde su yaygın boru ağı aracılığı ile her bitkiye kadar götürülür. Öte yandan bitkilere verilecek gübreler de sulama suyu ile birlikte verilebilir (fertigation). Kısacası sistemin esası bitkinin ihtiyaç duyduğu su ve besin maddesi miktarını optimum seviyede tutmaktır.

Özellikle sık dikim meyve bahçeleri için en uygun sulama sistemi damla sulama kısmen de mini-spring sulama sistemidir. Salma sulamada arazi yüzeyinde göllenmeler oluşmakta ve özellikle MM 106 gibi kök boğazı çürüklüğüne hassas anaçlarda kurumalar görülebilmektedir. Öte yandan işgücünden tasarruf edilmesi, sulama ve gübreleme etkinliğinin artırılması, sulama suyundan tasarruf edilmesi gibi üstünlükleri nedeniyle damla sulama sistemi tercih edilmelidir (Kanber, 1999).
6.6. Damalama Sulama Yönteminin Avantajları

1- Kullanılabilir toprak suyunun yararlılığı artar.
2- Bitkiler daha iyi gelişir ve verimleri artar.
3- Bitkilerin tuzdan zarar görmeleri azalır.
4- Gübre ve diğer kimyasalların verilmesi kolaylaşır ve etkinlikleri artar.
5- Yabancı ot gelişimi azalır.
6- İşgücü gereksinimi azalır.
7- Enerji ihtiyacı azalır.
8- Kültürel işlemler daha kolay yapılır.

6.7. Damalama Sulama Yönteminin Dezavantajları
1- Damlatıcıların tıkanma riski ; (asit kullanılarak ve iyi bir filtrasyonla önlenebilir )
2- Kemirici ve diğer hayvan zararı ( gerekli mücadele yapılmalıdır )
3- Tuz içeriği yüksek sulama suyu kullanılıyorsa veya toprak tuz içeriği fazlaysa bitki yakınlarında tuz birikmesi görülebilir.
4- Toprak suyu dağılım ve kök gelişiminin sınırlanması ( damlatıcıların bitkiye uygun uzaklıklara konulması ile bu risk azaltılır )
5- Ekonomik ve teknik sınırlılıklar. Damlama sulama sistemlerinin ilk tesis maliyeti yüksek olmakla birlikte farklı türlerde % 50’ ye varan verim artışı sağlanması ile yatırımın geri dönüşümü oldukça hızlı olmaktadır (Kanber, 1999).

6.8. Damla Sulama Sisteminin Temel Üniteleri
Damla sulama sistemi aşağıdaki kısımlardan oluşur;
1. Su kaynağı
2. Basınç kaynağı
3. Filtrasyon ünitesi
4. Gübre enjeksiyon ünitesi
5. Suyun nakli için ana ve damlatma boruları ile diğer yardımcı aparatlar

6.9. Damla Sulama Sistemlerinin Planlanması

6.9.1. Damla Sulama Sisteminin Planlanmasında Göz Önünde Bulundurulacak Hususlar;
Damla sulama sistemi planlanmadan önce bazı bitki, toprak, su ve iklim ile ilgili birtakım faktörler bilinmeli ve ona göre planlama yapılmalıdır. Bu faktörleri kısaca özetlersek;

1. Bitki Faktörleri
a. Bitki yetişme özellikleri ve münavebe durumu. Yetiştiricilik esnasında bitkilerin kendilerine has istekleri olabilir. Sulama sistemleri bu istekler göz önünde bulundurularak planlanmalıdır. Meyve ağaçlarında özellikle dikim aralık ve mesafesinin bilinmesi şarttır. Münavebe ise daha çok tek yıllık bitkilerde kullanılmaktadır.
b. Su ihtiyacı. Seçilecek sulama sistemi yetiştirilecek bitkinin su ihtiyacı dikkate alınarak belirlenmelidir.
c. Bitki yüksekliği. Bitki yüksekliği ile kök sistemi arasında doğrusal bir ilişki vardır. Sulama sistemleri planlanırken bu özellik dikkate alınmalıdır.
d. Kültürel uygulamalar. Seçilen sulama sistemi bitki için gerekli olan kültürel uygulamalara engel olmamalı ve bu uygulamaları kolaylaştıracak şekilde planlanmalıdır.
e. Yetiştirilecek bitkinin hastalık ve zararlıları ve bunların kontrolü. Sulama sistemi planlanmadan önce yetiştirilecek bitkinin hastalık ve zararlıları bilinmeli ve bunların mücadelesini zorlaştırmayacak şekilde sulama sistemi planlanmalıdır.
f. Bitkinin spreye tepkisi. Eğer yetiştirilecek bitki spreyden olumsuz etkileniyorsa ona göre sulama sistemi planlanmalıdır.
g. Tosite sınırları. Yetiştirilecek bitkinin toksik elementlere tolerans sınırları bilinmeli ve eğer kullanılan su veya toprakta bazı elementler toksik düzeyde ise sulama sistemlerine bunu ortadan kaldırabilecek sistemler ilave edilmelidir.
h. İzin verilen su açığı. Yetiştirilen bitki topraktaki nem düzeyi tarla kapasitesinin % kaçı olunca sulama yapılmalıdır. Bunun bilinmesi sulama aralığının tespiti açısından çok önemlidir.
ı. Soğuktan ve diğer iklim faktörlerinden etkilenme durumu. Yetiştirilecek bitkinin özellikle soğuğa ve diğer iklim faktörlerine toleransı bilinmelidir.
i. Ürün kalitesi ve verim durumu. Yetiştirilen bitkinin ortalama verim değeri ve kalite kriterleri bilinmelidir. Seçilen sulama sisteminden etkin olarak yararlanılıp yararlanılmadığı bu şekilde daha iyi anlaşılabilir (Anonim, 1997).

2. Toprak Faktörleri
a. Alınabilir su içeriği. Sulama sisteminin planlanmasında önemli bir kriterdir. Bazı hesaplamalarda kullanılması gerekir.
b. İnfiltrasyon hızı. Sulama sistemleri planlanırken mutlaka bilinmesi gereken faktörlerden birisidir. Damlatıcı aralıkları belirlenirken infiltrasyon hızından faydalanılır.
c. Yüzey ve yüzeyaltı drenaj durumu. Sulama  sistemleri planlanmadan önce arazinin drenaj durumu bilinmeli ve problem varsa giderilmelidir.
d. Taban suyu derinliği. Yetiştirilecek bitki türü ve seçilecek sulama derinliği için taban suyu derinliğinin bilinmesi gerekir.
e. Toprağın mevcut durumu. Toprağın mevcut durumunun bilinmesi, örmeğin kireç içerinin bilinmesi ileride yapılacak bazı kültürel uygulamalar açısından bize fayda sağlar.
f. Homojenliği ve taşlılık durumu. Arazinin homojen olması yapılacak sulamanın etkin olmasını sağlar. Eğer homojen bir arazi yoksa sulama sistemi ona göre planlanmalıdır. Eğer bitki yetiştirmeye engel bir taşlılık varsa gerekli önlemler alınmalıdır.
g. Eğimi. Arazinin eğimi sulama sistemlerinin planlanmasında çok önemli bir faktördür ve mutlaka belirlenmelidir.
h. Yüzey ve profil tekstürü. Toprağın yüzey ve yüzeyaltı tekstürünün bilinmesi verilecek su miktarının hesaplanması için bilinmelidir.
ı.  Strüktürü. Toprak strüktürü özellikle infiltrasyonla doğrudan ilişkilidir. Mümkünse sulama sistemleri planlanmadan önce toprak strüktürü de bilinmelidir.
i. Verimlilik durumu. Yapılan toprak analizleri ile toprağın verimlilik durumu da belirlenmelidir.
j. Toprağın ısısal özellikleri (Anonim, 1997).

3. Su Faktörleri
a. Kullanılacak suyun kalitesi. Suyun içindeki tuz, toksik elementler ve diğer artık maddelerin bilinmesi gerekir. Su kalitesi hakkında genel olarak yukarıda bilgi verilmişti. Burada damla sulamada kullanılacak suyun özellikleri hakkında kısaca bilgi verilecektir. Tablo 4’te damla sulamada kullanılacak suyun fiziksel, kimyasal ve biyolojik özellikleri görülmektedir.

Tablo 4. Damla sulamada kullanılacak suyun fiziksel, kimyasal ve biyolojik özellikleri (Anonim, 1997).

Yabancı Maddeler

Düşük

Orta

Yüksek

Fiziksel

Askıda kalan katı maddeler (ppm)

50

50-100

>100

Kimyasal

pH

7,0

7,0-8,0

>8,0

Toplam çözünmeyen maddeler(ppm)

500

500-2000

>2000

Demir (ppm)

0,1

0,1-1,5

>1,5

Mangan (ppm)

0,1

0,1-1,5

>1,5

Biyolojik

Bakteri populasyonu (adet/ml)

10.000

10.000-50.000

>50.000

Tablo 5’te ise kullanılabilecek farklı kaynaklardan alınan suların bazı özellikleri görülmektedir.

Tablo 5. Damla sulamada kullanılabilecek farklı kaynaklardan alınan suların bazı özellikleri (Anonim, 1997).

Su Kaynağı

Fiziksel

Kimyasal

Biyolojik

Askıda kalan katı madde (ppm)

Çözünmüş katı madde (ppm)

Demir veya Mangan içeriği (ppm)

Bakteri Populasyonu (adet/ml)

Şehir suyu

1

500

0,05

10

Durgun su

300

50

0,05

10.000

Nehir suyu

70

900

0,10

4.000

Uygun su

1

1.650

0,05

40.000

b. Su miktarı. Mevcut su miktarına göre sulama sistemi planlanmalıdır.
c. Kaynağın durumu. Sulama sistemi planlanmadan önce su kaynağı hakkında yeterli bilgi edinilmelidir. Kaynağın uzaklığı araziye göre konumu mutlaka bilinmelidir.
d. Yıl içinde akış rejiminde değişme olup olmadığı. Sulama sistemi planlanmadan önce mevcut suyun akış rejimi bilinmeli ve sistem suyun minimum olduğu zamandaki su miktarına göre planlanmalıdır (Anonim, 1997).

4. İklim Faktörleri
a. Rüzgar durumu. Sistem planlanmadan önce hakim rüzgar yönünün ve maksimum rüzgar hızının bilinmesi gerekir.
b. Yağış durumu. Sulama sistemi kurulacak yerin yağış miktarı bilinmelidir.
c. Yıllık yağış rejimi. Yağışın yıl içinde nasıl dağıldığının bilinmesi verilecek sulama suyu miktarının belirlenmesinde önemli bir faktördür.
d. Işık şiddeti. Güneşlenme durumu ve ışık şiddeti bitki su tüketiminde önemli bir etkendir. Bu sebeple sulama sistemlerinin kurulacağı yerin ışık şiddeti ve güneşlenme durumu bilinmelidir (Anonim, 1997).